Hiç eksiği yokken erdemli olmak kolaydı. Topluma itiraz etmeyen tiplerin salgın burjuva virüslerine yakalandığımız günlerde, solarak can çekişmelerimiz ölüme biraz daha yakındı. Sesimizi duymayanların gürültülü ama pasif çığlıklarında içimizdeki yara biraz daha kabuk tutardı.
Duygu dolu varsayımlar hiçbir şeyi değiştirmezdi. Hissetme gücünü kaybettiğimiz sabah saatlerinde acımız katlanırdı. Bilirdik ki; gündüzler bizi anlamaz. Bir yudum güneş bile yararlı gelmezdi, çiçeklere dokunamazdık. Umutsuzluğun budağında gülücük sakladığımız o günler, ah o günler.... Biz acı çektikce daha yüce umutlar doğuyor , yaşama uğraşı ve yaşama sanatı daha ağır basıyordu. Bir çocuk
gibi yeniden bağlanıyorduk umutlara, rast gele diyip açılıyorduk bilinmeyen denizlere...
Ve son kez anlıyorduk ki; Bir şeyler kurmak için inanmalı insan. Her şeyden önce, inanmalı..
Özgür Bacaksız
Ve son kez anlıyorduk ki; Bir şeyler kurmak için inanmalı insan. Her şeyden önce, inanmalı..
Özgür Bacaksız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder