İnternet,
bilgiye ulaşmayı hızlandırması açısından çok yararlı bir araç olmasına karşın,
bilgide seçiciliği zorlaştırdığı için de yorucu bir kaynaktır. Bunun yanında
eğlence amaçlı kullanımının çok fazla
olması ise yarardan çok zarar getiriyor.
Hele sosyal iletişim siteleri var ki, yaşayan(!) bir dünya (naklen
yayın)...
Orada kim ne
yapıyor, nereye gitmiş, ne yemiş, ne içmiş, nereye bakmış ve hatta ne zaman
uyumuş hemen anlıyorsunuz. Fiilen görüşmeden de insanlarla ilgili anlık
bilgiler ediniyorsun. Kanka/Kanki (Arkadaş) edinip ve hatta popi(!) (popüler
demekmiş) oluyorsun. Ben bunları yeni kuşak adaylarından öğreniyorum.
Şunu da belirteyim, yeni kuşakla
iletişim kurmakta hiç kolay değil, size tavsiyem yanınızda bir tercüman bulundurmanız.J Ben kızıma soruyorum bilmediğim
kelimeleri ve bu sayede genel kültürümü geliştiriyorum(!) tabi bunu yaparken
“ayyy anne bunu bilmiyor musun? Ha ha ha!” ifadesine maruz kalıyorum. İstifimi
bozmamaya çalışsam da acaba ben mi gerilerde kaldım, kendimi güncelleyemedim mi
düşüncesinin beni sarmalayıp sarsmasına da engel olamıyorum ama neyse ki bu
uzun sürmüyor geçeği kavrıyorum..
Dilimizin
yozlaşmasına bir katkı da sanal alemden gelmiş oluyor böylelikle. Sanal bir dil
ortaya çıkmış bulunmakta, anlayabilene aşk olsun...
Bütün
bunların yanında ayrıca sosyal iletişim sitelerine başka işlevsellikler de
yüklenmiş durumda; mesela “Sanal laf dokundurma sanatı”J , hele bir de siyaset sanatı icra
ediliyor ki akıllara zarar, dini vecibeler bile artık sosyal iletişim siteleri
üzerinden yapılıyor. Yakında Hacı bile olacaklar google earth sayesinde.
Sanal öyle
bir oluşum ki tek parmak hareketiyle çok şey yapabildiğin ama fiziksel olarak
hiç bir şey yapamadığın bir ortam. (parmak egzersizini saymazsakJ) Nasıl ki tuzu yeterince
kullandığımızda yiyeceklerimize karşı konulmaz lezzetler katıp fazla
kullandığımızda ise ölüme neden olabilecek zararları davet ediyorsak, sanal da
öyle. Fazlası zarar yani, mesela hızını alamayıp laf dokundurma sanatını
abarttığında olumsuz belirtiler ortaya çıkıyor. J Sanalda laf dokundurma sanatını icra
eden arkadaşlarla gerçek hayatta karşılaştığımda, sanalda sergilenen eğlenceli
kişiliğin aksine, somurtkan bir ifadeyle dolaştıklarını görüp şaşkına
dönüyorum. Eee bu da yan etkisi olsa gerek. J
Tuz deyince çocukluğumda annemden dinlediğim tuz kadar seviyorum masalı
geldi aklıma ve gülümsedim ama o masalı burada anlatmayacağım.J
Sanal
siyasetle ilgili yan etkiler konusunda kesin sonuçlara ulaşamamakla birlikte
kısaca fikir beyanında bulunmadan geçmek istemedim, sanalda yapılan siyaset
insanların birbirlerini aşağılayan cümleleri bol keseden kurmasına neden olduğu
için, öfkeye ve dolayısı ile nabzın hızlanmasına, deyim yerindeyse burnundan
solumaya neden olduğu için bedene zararlı olsa gerek. J
Dini
vecibeler konusu ise şöyle gelişiyor, dualar yazılıp sanal aleme gönderiliyor
ve Allah Rızası için dağıtılması ve sevabının alınması isteniyor. Bu sayede
paylaşanlar manevi huzura(!) kavuşurken bu işi tezgahlayanlar da tıklanma kazancına
kavuşuyorlar. J Alan memnun satan memnun yani, en zararsızı bu olsa gerek. (!)
Bugün
çocukça muzipliğin penceresinden bir bakış atayım dedim bu satırlar döküldü
belleğimden. Ben çok eğlendim yazarken umarım sizler de okurken eğlenirsiniz. Kontrollü
sanallar diliyorum herkeseJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder