İnsanların karakterlerine yerleşmiş olan davranışlarının kökenini hep merak etmiş, acaba bu davranışın kökeninde ne var diye kendimce irdelemişimdir. Önceleri bütün davranışların kökeninde çocukluktaki yaşanmışlıkların ağırlıkta olduğunu düşünürken sonraları genlerin de aynı ölçüde etken olduğunu düşünmeye başladım. Şimdilerde ise acaba hangisi daha baskın diye kafamı yorar oldum.
Ölçümlere
dayanmayan, soyut, olaylarla ilgili kesin karara varmak oldukça güç. Mesela
insanı ikiyüzlü olmaya iten neden nedir acaba? Ya da yalan söylemeye, insanları
üzerken sinsi bir mutluluk duymaya, intikam duygusuna ve birsürü şeye... Bütün
bunların kökeninde öğrenilmişlik mi var yoksa genler mi, ya da her ikisi de mi,
ya da hangisi daha etken?
Toplumun
çehresini benzer davranışları sergileyen insanların çokluğu belirler. Günümüzde
ise olumsuz davranışların çoğunluk tarafından benimsendiğini söylemek abartı olmaz
sanırım. Bu da toplumun yozlaştığı yargısını doğrular nitelikte. Peki bütün bunlara neden nedir? Herkesin
genleri birbirine mi benziyor, yoksa bütün aileler ağızbirliği mi ettiler
çocuklarını yetiştirirken? Tamam sosyal etkileşim söz konusu, bu muhakkak ama
bu bütün toplumu nasıl etkisi altına aldı? Hepsinden önemlisi bütün bunların
önüne geçmenin yolu yok mu?
Bütün bu
soruları soruyor ve cevaplar veriyorum kendimce, bir süre sonra bulduğum
cevabı yine yeni şeyler çürütüyor...
İnsan
davranışını incelemek ve davranışın kökenleri üzerine düşünmek hobilerim
arasında. Bazı davranışların kökeninde yatan nedeni deneyim ve araştırmalarımla
açıklayabiliyorken bazı davranışları anlamlandıramıyorum. İnsan nasıl olur da basit şeyler uğruna bu kadar çok zaman ve
enerjiyi harcar? Şaşkınlığa düşmeden edemiyorum.
Yaşamda
üzerine düşünülecek güzel davranış biçmleri varken neden insanlar kötüsünü seçer?
Neden mutlu olmak için değil de
melankolik olmak için çaba sarfeder? Acaba bütün bunların insanları çeken
bilinmeyen yanı nedir?
admin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder