30 Temmuz 2012 Pazartesi
Sana bir işin başarılamayacağını söyleyecek binlerce insan var.
"Sana bir işin başarılamayacağını söyleyecek binlerce insan var. Felaket tellallığı yapacak binlerce insan var. Seni yutmayı bekleyen tehlikeleri, sana birer birer gösterecek binlerce insan var. Ama sen yüzündeki gülümsemeyle ceketini çıkar ve yola koyul. Başarılamayacak şeyle uğraşırken şarkılar söyle ve başar."
Edgar A. Guest
Edgar A. Guest
28 Temmuz 2012 Cumartesi
Ben sadece kendimim… & Osho
Bir sabah adamın biri beni görmeye geldi. Ve “Sen ermişsin,” dedi.
“Haklısın,” dedim.
O orada otururken, bana karşı olan bir adam geldi ve o da; “Sen şeytan gibisin,” dedi. “Haklısın,” dedim.
İlk adam biraz endişelendi. Ve araya girdi: “Nasıl yani? Bana haklısın dedin.
Bu adama da haklısın diyorsun. …İkimiz birden… haklı olamayız.” Konuşmaya başladım.
“Sadece ikiniz değil, milyonlarca insan benim hakkımda haklı olabilir. Çünkü benim hakkımda söyledikleri her şeyle, aslında kendilerini anlatıyorlar. Beni nasıl bilebilirler? Bu imkansız. Onlar daha kendilerini tanımamış. Söyledikleri her şey kendi yorumları.”
Bunun üzerine adam sordu: “O zaman sen kimsin? Eğer benim yorumum, senin ermiş olduğun ise, onun yorumu senin şeytan olduğun ise, sen kimsin?”
“Ben sadece kendimim. Kendim hakkında bir yorumum yok. Buna bir ihtiyaç duymuyorum. Sadece kendim olduğum için, bu ne anlama gelirse gelsin çok mutluyum. Kendim olmak bana yetiyor.”
Osho
27 Temmuz 2012 Cuma
Bir güzellik yap kendine. & ~Paul Auster~
Bir güzellik yap kendine.
Sadece sahip olduklarını düşün, mutlu ol onlarla.
Bırak sahip olamadıkların üzülsün senin olmadıklarına..
Bir güzellik yap kendine.
Keşkeleri hiç düşünme.
Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine..
Bir güzellik yap kendine.
Sevdiklerinin sevgisini büyüt içinde.
Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye..
Bir güzellik yap kendine.
Kimseleri sevmediğin kadar, kendini sev sadece.
Bırak seni sevmeyenler üzülsün;
Yüreklerine sığamayacak kadar büyüksün diye..
Sadece sahip olduklarını düşün, mutlu ol onlarla.
Bırak sahip olamadıkların üzülsün senin olmadıklarına..
Bir güzellik yap kendine.
Keşkeleri hiç düşünme.
Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine..
Bir güzellik yap kendine.
Sevdiklerinin sevgisini büyüt içinde.
Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye..
Bir güzellik yap kendine.
Kimseleri sevmediğin kadar, kendini sev sadece.
Bırak seni sevmeyenler üzülsün;
Yüreklerine sığamayacak kadar büyüksün diye..
Richard Bach - Martı
24 Temmuz 2012 Salı
Dostlar Irmak Gibidir & CAN YUCEL
Dostlar ırmak gibidir.
Kiminin suyu az kiminin çok..
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya.
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı...
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi
Daldıkça anlarsınız daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz.
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli incelemeli doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir her davranışı candan...
CAN YUCEL
Kiminin suyu az kiminin çok..
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya.
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı...
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi
Daldıkça anlarsınız daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz.
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli incelemeli doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir her davranışı candan...
CAN YUCEL
Gerçek ve yararlı düşünceler ölmez...
Blaise Pascal - Düşünceler -
23 Temmuz 2012 Pazartesi
Hal ehli olmayan bilir mi halden... & Âşık Hüdaî
Faydası olmayan bahardan
yazdan
Yüce dağ başının
kışı makbuldür
Cahilin ettiği
sohbetten sözden
Ariflerin hayal
düşü makbuldür
Lokma yeme
muhannetin elinden
Kurtulaman sonra
acı dilinden
Namertlerin
kaymagından balından
Merdin kuru yavan
aşı makbuldür
Hüdayim konuşur bir ince dilden
Hal ehli olayan bilirmi halden
Görgüsüz duygusuz bilgisiz kuldan
Ölülerin mezar taşı makbuldür.
| Ataol Behramoğlu |
Dostları özlemle
kucaklamayı unutma.
Çocuk sevmeyi çiçek koklamayı unutma.
En zorlu anındayken bile kavganın,
Gökyüzüne bakmayı unutma.
Çocuk sevmeyi çiçek koklamayı unutma.
En zorlu anındayken bile kavganın,
Gökyüzüne bakmayı unutma.
20 Temmuz 2012 Cuma
Sen & Nazım Hikmet RAN
sen esirliğim ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.
Sen ela gözlerinde yeşil hareler,
sen büyük, güzel ve muzaffer
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...
19 Temmuz 2012 Perşembe
Minnet Eylemem & Nesimi
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi farisi bilmem dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren hüdadır kula minnet eylemem
Oy nesimi can nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Çünkü nihai olarak sadece içindeki öz seninle birlikte kalır. & OSHO
Marc Levy - Keşke Gerçek Olsa
18 Temmuz 2012 Çarşamba
Paulo Coelho - Elif
Doğduğumuz andan ölene
kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir,
ihtiyaçlar değişir; ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir, tren istasyonu
değil.
Kendini İzlemek... Özgür BACAKSIZ
Ve bu yüzden bilmek her zaman en iyisi değildir ve sorduğunuz hiçbir soru masum değildir. ''
Yaşamak güzel şey doğrusu & Melih Cevdet ANDAY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Ruhsuz Sesler
Sevgi,
saygı, hoşgörü ve samimiyete dayalı iletişim en sağlıklı iletişim şeklidir. En
büyük toplumsal problemimiz ise iletişimsizliktir. Sadece konuşmak iletişim
kurmak demek değildir. Bazen konuşmadan da iletişim kurulabilir. İletişim
sadece konuşmak demek olsaydı, lal olan insanların iletişimsiz olduğunu kabul
etmemiz gerekirdi. En büyük iletişim
aracı konuşarak yapılan iletişimdir eğer bu iletişim yönteminin içinde, sevgi,
saygı, hoşgörü ve samimiyet yoksa bu konuşmanın iletişim olduğunu söylemek
olanaksızdır... Bu sadece ruhsuz sesler topluluğudur.
Çok üzülerek
söylüyorum ki, toplumumuzdaki konuşularak yapılan iletişimlerin %90’ı
ruhsuzdur. Ruhu olmayan, sadece çıkar ilişkilerine dayanan iletişimler de
doyumsuzdur. İnsanı duygusal anlamda tatmin etmez. İnsanoğlu, sevgiye yemek
içmek kadar ihtiyaç göstermektedir ancak yine de önemsenmeyen, görmezden
gelinen bir durumdur sevgi ihtiyacı. Çoğu zaman dile bile getirilmez,
aşağılanma, güçsüzlük olarak algılandığı için önemsenmez, ihtiyacım yok
görüntüsü verilerek gizlenir ruhun bir köşesine. Hâlbuki sevgi olmayan yerde
hiçbir şeyin anlamı yoktur...
Sevgi...
Asla kaybetmekten
korkarak, sırf inanmak istediğin için karsındaki insanin sevgi sözcüklerine
inanma.
Sevgi insanin kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakârlıklardadır.
İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsızca dağıtmaya başlarlar.
Bunları dinle ama gerçek sevgiyi karsındakinin davranışlarına bakarak bul.
İnanmak istediğin için değil gerçek olduğu için karsındaki insanin sözlerine inan...
Sevgi insanin kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakârlıklardadır.
İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsızca dağıtmaya başlarlar.
Bunları dinle ama gerçek sevgiyi karsındakinin davranışlarına bakarak bul.
İnanmak istediğin için değil gerçek olduğu için karsındaki insanin sözlerine inan...
Nazım Hikmet Ran
En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
17 Temmuz 2012 Salı
Konfüçyus & Sağlam Karakterli İnsanın Dokuz Özelliği Vardır;
Baktıklarında berrak
görürler.
Dinlediklerinde iyi
duyarlar.
Görünüşleri sıcaktır.
Davranışları saygı
yüklüdür.
Konuşmaları doğrudur.
İşlerini ciddi
yaparlar.
Kuşku duyduklarında
doğru soru sormasını bilirler.
Öfkelendiklerinde
nedenini düşünürler.
Kazandıklarında adaleti
düşünürler.
~Tolstoy~
Gençlik Güzel Şey & Hermann Hesse
Tek başıma ilerlerken aklıma geldi, bugüne kadar gerçekte bütün yolları böyle yalnız yürümüştüm; gezintilere tek başıma çıktığım gibi, yaşamımın bütün adımlarını tek başıma atmıştım. Dostlar, akrabalar, iyi konuşup görüştüğüm tanıdıklar, sevgililer hep benimle beraber olmuş, ama asla beni bütünüyle sarıp sarmalayamamış, hiçbir zaman içimdeki boşluğu dolduramamışlar, izlediğim yollardan ayırarak başka yollara çekip alamamışlardı.
OSHO
15 Temmuz 2012 Pazar
Neyzen Tevfik & Felek
Yamansın her zaman
aldattın beni,
Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek!
Mecnun'sun diyerek Leylâ peşinden,
Issız vâdilere saldırdın felek!
Rehbersin dedin ben ise kördüm,
Elimle başıma çok çorap ördüm.
Kendimi bıraktım âlemi gördüm,
Hesapsız günahlar aldırdın felek!
Şifadır dedin zehir tatdırdın,
Gençliğin okunu boşa attırdın,
Körlerin yurdunda ayna sattırdın,
Çıkmaz sokaklara daldırdın felek!
Barışmadı gönlüm merd ile zenle,
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde bozuk düzenle,
NEYZEN'e her telden çaldırdın felek!
Ömer Hayyam
Gençlik bir kitaptı,
Okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan,
Kış şimdi.
Hani sevincin,
O cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi,
Nasıl gitti?
14 Temmuz 2012 Cumartesi
Meral Okay Yaman Okay'ı anlatıyor...
13 Temmuz 2012 Cuma
Karlı Kayın Ormanı
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.
Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.
Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memedime
yolladığım oyuncaklar.
Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.
Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.
Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?
Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...
Nazım Hikmet
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.
Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.
Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memedime
yolladığım oyuncaklar.
Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.
Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.
Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?
Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...
Nazım Hikmet
5 yaşındaki kızıma, “Hadi savaşları durduralım” dedim, “Hadi baba” dedi.
"5 yaşındaki
kızıma, “Hadi savaşları durduralım” dedim, “Hadi baba” dedi.
25 yaşındaki yeğenime “Hadi
savaşları durduralım” dedim, “Nasıl?” dedi.
Arkadaşım var 35 yaşında,
“Hadi savaşları durduralım” dedim, dedi ki “Oğlum bir kere de akıllı bir şey
söyle”.
Annem 60 yaşında, dedim ki “Anne hadi savaşları
Annem 60 yaşında, dedim ki “Anne hadi savaşları
durduralım”, o da “Oğlum bırak
bu işleri, sigortalı bir işe gir, çalış” dedi."
*Erdal Demirkıran*
Kötünün çekim gücü mü? Ama neden?!!!
İnsanların karakterlerine yerleşmiş olan davranışlarının kökenini hep merak etmiş, acaba bu davranışın kökeninde ne var diye kendimce irdelemişimdir. Önceleri bütün davranışların kökeninde çocukluktaki yaşanmışlıkların ağırlıkta olduğunu düşünürken sonraları genlerin de aynı ölçüde etken olduğunu düşünmeye başladım. Şimdilerde ise acaba hangisi daha baskın diye kafamı yorar oldum.
Ölçümlere
dayanmayan, soyut, olaylarla ilgili kesin karara varmak oldukça güç. Mesela
insanı ikiyüzlü olmaya iten neden nedir acaba? Ya da yalan söylemeye, insanları
üzerken sinsi bir mutluluk duymaya, intikam duygusuna ve birsürü şeye... Bütün
bunların kökeninde öğrenilmişlik mi var yoksa genler mi, ya da her ikisi de mi,
ya da hangisi daha etken?
Toplumun
çehresini benzer davranışları sergileyen insanların çokluğu belirler. Günümüzde
ise olumsuz davranışların çoğunluk tarafından benimsendiğini söylemek abartı olmaz
sanırım. Bu da toplumun yozlaştığı yargısını doğrular nitelikte. Peki bütün bunlara neden nedir? Herkesin
genleri birbirine mi benziyor, yoksa bütün aileler ağızbirliği mi ettiler
çocuklarını yetiştirirken? Tamam sosyal etkileşim söz konusu, bu muhakkak ama
bu bütün toplumu nasıl etkisi altına aldı? Hepsinden önemlisi bütün bunların
önüne geçmenin yolu yok mu?
Bütün bu
soruları soruyor ve cevaplar veriyorum kendimce, bir süre sonra bulduğum
cevabı yine yeni şeyler çürütüyor...
İnsan
davranışını incelemek ve davranışın kökenleri üzerine düşünmek hobilerim
arasında. Bazı davranışların kökeninde yatan nedeni deneyim ve araştırmalarımla
açıklayabiliyorken bazı davranışları anlamlandıramıyorum. İnsan nasıl olur da basit şeyler uğruna bu kadar çok zaman ve
enerjiyi harcar? Şaşkınlığa düşmeden edemiyorum.
Yaşamda
üzerine düşünülecek güzel davranış biçmleri varken neden insanlar kötüsünü seçer?
Neden mutlu olmak için değil de
melankolik olmak için çaba sarfeder? Acaba bütün bunların insanları çeken
bilinmeyen yanı nedir?
admin
12 Temmuz 2012 Perşembe
Öğrendim <<Yılmaz
Değirmenci>>
Yaşam azıksız bir
yolculuk
Adım adım yürümeyi
öğrendim
Ne gereğinden fazla
hızlı
Ne de fazla yavaş gitmeyi öğrendim
Başkalarının anlattıklarını dinlemeyi
Hayatıma uygulamayı öğrendim
Bunların hepsi saçmalık deyip
Alayına isyan etmeyi öğrendim
Hayaller kurdum,
İmkansız yoktur, tanımam dedim
Daha ilk denemede çuvallamayı öğrendim
Sevmeyi
Sevdiğimi içimde tutmayı öğrendim
Yeri geldi
Yağmur gibi açılmayı öğrendim
Sevdiğimin beni sevmesini gördüm
Sevdiğim halde sevilmediğimi gördüm
En kötüsünün
Sevmediğim halde sevilmek olduğunu öğrendim
Pişman olmayı,
İçimin kor kor yanmasını izledim
Ardından
Bununla da mutlu olunacağını öğrendim
İnanmayı,
Ömrümü bir şeye adamayı seçtim
Ardından her şeyi sorgulamayı
Boşlukta askıda kalmayı öğrendim
Hedefler çizdim
Ömürlük idealler belirledim
Sonra hepsini
Bir kalemde çizmeyi öğrendim
Canım, ciğerim dediğim
Bir insanın da ölebileceğini
Acısının çok acı
Boşluğunun hiç mi hiç
Doldurulamaz olduğunu öğrendim
Sevenleri gördüm bir ömür boyu vefayla
İlk fırsatta ihanet edenleri gördüm
İhanetin acısının
Koskoca bir hayatı tükettiğini öğrendim
Özündeki çiğ sütü gördüm insanın
Ufacık bir çıkara tamah ederken
Güvenmemeyi öğrendim hiçbir zaman
Ama tüm ruhumla güvenebileceğim
Dostların bulunduğunu da öğrendim
Kâr eden insanlar oldu
Hüsrana uğrayanlar oldu etrafımda
Bugün verilen kararların
Yıllar sonraki etkisini gördüm
Bazen kaybetmenin kazanmak
Kazanmanın kaybetmek olduğunu öğrendim
Gerçek nedir, nedendir
Diye araştırdım her yerde
Gerçeğin içimde yaşadığını öğrendim
Üzülünce ağlar, sevinince gülerdim eskiden
Duyguların da yanıltıcı olduğunu öğrendim
Genç olduğumu anlamadan
Gençliğin tükendiğini anladım
Bir alevlik ömürde hiçbir şeyi
Abartmamak gerektiğini öğrendim
Şimdi sana el uzatıyorsam sevgili
Bil ki sana tüm öğrendiklerimle geldim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)