15 Mayıs 2012 Salı

Yalnızlık Senfonisi


Günlerden cuma
griye bürünmüş yeşillikler arasında
kanal boyu yürüyorum yağmurda
rengarenk insanlar geçiyor
görmüyorum

Bugün her şey gri
Hatta az önce suda zıplayan kocaman balık da!
Yoksa balıklar zaten gri mi olurdu?
Bilmiyorum

Bugün doğa ahenk içinde
her şey gri
Suda yüzen ördek, yeşil başın nerde?

Ben her ilkbahar aşık olurum
desem yalan olur
Ben her sonbahar hazan olurum
Yaz bitiyor
Hazan vakti
Hazin hazan
Ya bahçemdeki neyin filizleri?
Sonbaharda çiçek açar mı?

Ben film seyrederken hep yönetmen olmak isterdim
Kendi filmimi çekmek
Alabildiğince hüzün, alabildiğince gri
Ve sonra
Alabildiğine yeşil, sonsuzluğa mavi

Bugün her şey gri
Tanrının rahmet damlaları bile
şeffaflığını yitirmiş bugün

Şu karşıda yere yatmak isteyen ağaç
boş kovan, kemiren bir şey var içini
parmaklarında gri yeşillikler
demir çıtalarla desteklemişler
Kendine faydası yok,
bari başkaları faydalansın diye mi?

Her şey gri
Bu martılar eskiden beyaz değil miydi?

Dönsem iyi olacak
Düşüncelerim kelebek gibi
bir daldan bir ötekine uçuyor
Uç uç böceği,
annem sana terlik pabuç alacak
Keşke ünlü olsaydım
Müşfik Kenter’den dinlerdim yazdıklarımı
ya da nasıl olsa kimse bilmeyecek diye
kendimde sakladıklarımı

Bugün her şey gri

Yarını iple çekiyorum!


Necla Yılmaz
Münih, 15.08.2003, 14.30 Nymphenburger Schloss, Kanal boyu

Hiç yorum yok: