20 Mart 2013 Çarşamba

Hayat bir yolculuktur & OSHO

''Hayat bir yolculuktur ve sevgiye ulaşılmadığı sürece, hiçbir yere ulaşmayan bir yolculuk olarak kalır. Sürekli daireler çizilir ve insanın "Ben ulaştım. Olmak için geldiğim şey oldum. Tohum çiçeklerini verdi" dediği mutluluk anı hiç gelmez. Sevgi hedeftir, hayat da yolculuk. Ve hedefsiz yolculuk nevrotik ve gelişigüzeldir; yönü yoktur. Bir gün kuzeye gidersin, öbür gün güneye; her şey rastlantısaldır, herhangi bir şey seni herhangi bir yere götürebilir. Hedef belirli değilse, sürüklenen bir tahta parçası olarak kalırsın. Çok uzak bir yıldız da olabilir – önemli değil – ama belirli olmalı. Uzaksa sorun değil, ama orada olmalı.''

FelsefeKulubu

17 Mart 2013 Pazar

Muhlis Akarsu & Açığım Yok Kapalım Yok

Açığım Yok Kapalım Yok Dünyada
Ne İse Ahvalim Görsünler Beni
Hiç Kimseye Vebalim Yok Dünyada
İster Sevip İster Dövsünler Beni

Allah Kul Yaratmış Biride Benim
Kimden Kaldı Bana İmanım Dinim
Ne Şeytan Tanırım Nede Peri Cin
Konuşan İnsanim Görsünler Beni

Okudum Kuranı Edep Erkanlı
Yaptığım Secdenin Kıblesi Canlı
Gerdeksiz Gecede Bir Delikanlı
Ölü Bir Geline Versinler Beni

Akarsu'yum Boşa Güldükten Sonra
Azrail Yok İmiş Öldükten Sonra
Gönül Tahtın Harap Olduktan Sonra
Boş Kuru Hasıra Sarsınlar Beni



16 Mart 2013 Cumartesi

"Ne kola ne de ayağa ihtiyacın var, yalnızca sınır kabul etmeyen bir akıl yeterlidir" & Nick Vujicic

Bir kolunuz olmasaydı diğeriyle idare edebilirdiniz, ya ikisi birden olmasaydı?!

Bir bacağınız olmasaydı diğeriyle yürümeye çalışırdınız, ya ikisi birden olmasaydı?!

Peki, ya bacaklarınız ve kollarınız tamamıyla olmasaydı ne yapardınız?!

Nick Vujicic, "Ne kola ne de ayağa ihtiyacın var, yalnızca sınır kabul etmeyen bir akıl yeterlidir" diyor.

"Hayatımda sınırlara yer yok benim! Sizlerin de zorluklar karşısında sınır tanımadan cesurca ilerlemesini istiyorum. Kitabımda yapacağımız bu yolculuğa başlamadan önce şunu bilmenizi isterim; Sınırları olmayan bir yaşam için ne kola ihtiyacınız var, ne de bacağa. İhtiyacınız olan tek şey sınırları olmayan bir akıl...
Nick Vujicic

Kitapyurdu Fiyatı: 9,79  TL.

13 Mart 2013 Çarşamba

Paradigmanızı Değiştirin... & Stephan Covey


Önemli bir toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa, paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için, siz yanılıyorsunuzdur.

Örneğin trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç, susun, demeden yolculuğa devam ettiğinde ; siz ona ne gamsız adam, diyebilirsiniz. Ama sorsanız, belki de onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.

Prof.Covey in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve oğlumu küçümsüyorlar diyerek te çok üzülmüş. Yemek molasında oğluna, şunların kafasına çantamı indiresim geliyor, demiş. Oğlu; "anne o adam Finlandiyalı, burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk" demiş. 

Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş.Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğu oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. 

Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mi? Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün ; kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyor mu ? Meğer, bunca zamandır adamın kurabiyesini yiyormuş. Tabii çok utanmış ama, artık iş işten çoktan geçmiş.

Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz.

Covey bu örnekleri ; "aynı enformasyona farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler" diye özetliyor. Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor ve Einstein'in bir sözünü anımsatıyor :

Karsılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.
Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi, "sorunların içinde kaybolmak" yerine, paradigma değiştirmeyi başarıp, sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler, o sorunu asma şansını da yakalıyorlar. Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden biri de, farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?

Çözümsüz gibi gördüğünüz sorunlar konusunda paradigma değiştirmenin önemi çok büyüktür. Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır. Basımıza gelen her şeyle onlara verdiğimiz tepki ve yanıt arasında geniş bir hareket alanı vardır..."

12 Mart 2013 Salı

Gerekçelerime her zaman inandım & Özgür Bacaksız

Her yerde yararlı olmaya çalıştım, her yerde evimde gibiydim. Uzunca susmanın değil de uzun düşünmenin her zaman daha sağlıklı olduğuna inandım. Sağlam bir kahkahanın sağlam bir içkiden daha iyi olduğuna inandım, kuvvetli bir acının binbir mutluluktan daha yüce olduğuna inandım, karamsar ve çekingen insanların daha yürekli olduğuna inandım, ezilenlerin yanında olmanın tüm ideolojilerden daha değerli olduğuna inandım. Zaman geçtikce inandım, daha çok inandım. Perde çekmeden, küsmeden, yorulmadan inandım. İnandıkça bittim, doğdum, bittim, eridim, küllerimden doğdum. Gözlere, yüzlere, duygulara, berberime, dostuma, çayıma, kitaplarıma, hepsine inandım. İnanmak zorundaydım, daha dayanıklı olan başka bir şey yoktu. 

Dünya'yı tanımak için somut tutanaklar lazımdı, inanmak zorundaydım.
Gerekçelerime her zaman inandım.

6 Mart 2013 Çarşamba

Neale Donald WALSCH - Tanrı ile Sohbet



Ebeveyn, eş, dost olarak sevginizi yapışkan kılmayın. Önce mıknatıs gibi çeken, sonra da varolmak için size yapışmaları gerektiğine inananları iten güç olun. Yapışkanlıktan (bağımlılık) daha zararlı bir "gerçek" yoktur.



3 Mart 2013 Pazar

PDR Dr.Fatih Kalkinc &Unutma! Seçimi Yapacak Olan Sensin


Unutma! Gerçekte sen ne hissediyorsan, o her zaman doğrudur.
Hayatta senin için neyin doğru olduğunu, bir tek içindeki ses söyleyebilir. Dolayısı ile içindeki ses ile konuşmayı öğren.
İçindeki sesin kendine has nedenleri vardır ki akıl hiçbir zaman anlayamaz.

Her gün kendinle kalmak için zaman ayır ve kalbini dinle.
Tüm diğerleri farklı hissedebilir, farklı düşünebilir ama bu senin hissettiklerinin yanlış olduğunu göstermez, sadece onlardan farklı olduğunu gösterir.
Sadece, onların bakış açılarını anlamaya çalış. Hemfikir olmaya çalışma!
Bazen içindeki ses sana zor geleni yapmanı söyleyebilir. Korkma ve içindeki sesi dinlemeye devam et.

Her yanlışında kendini acımasızca eleştirip üzme.
Gereğinden fazla üzülmek, bugünün gücünü tüketir, yarınlarının güzelliklerini çalar.
Aksine, başını okşa, kendini kucakla ve her şeyin geçeceğini kendine hatırlat.

Yaşadıklarının senin için önemli bir ders olduğunu bil.
Bu tecrübe ile aldığın bilgiyi incele, bir dahaki sefer için hazırlıklarını yap.
Kimsenin senin adına karar vermesine izin verme, ama başkalarının da haklı olabileceklerini unutma.

Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzme.
Unutma! Sen kaldırabiliyorsan onlar da kaldırabilir.

Her zaman ama her zaman, mutlaka kendine iyi davran.
Sen buna layıksın.

Hayatta en büyük dostun sen olabileceği gibi, en büyük düşmanın da sen olabilir.
Seçimini yap ve kendin için dost mu yoksa düşman mı olacağına karar ver.

Yaşamdaki tüm acılarını atlatabilirsin, her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin,
istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin.
Bugün, hayata yeniden başla! Ilk adımın kendini bağışlamak olsun!
Tıpkı kasvetli ve bulutlu bir havanın ardından kendini gösteren güneş gibi olabilirsin.
Ve aynı güneş gibi, ay gibi, her gün ve her gece bıkmadan usanmadan yeniden doğabilirsin.

Asla tecrübe kazanmaktan kaçma… Ne kadar zor olursa olsun, yeniden ayağa kalk ve devam et!

İnan bana, o tecrübelere ihtiyacın var…
Unutma. Yapılacak daha nice yeni hatalar var, öğrenilecek daha nice yeni dersler var, tekrar tekrar aynı hatalara düşmek niye?

Unutma. Her şey sende gizli.
Hayatın kötü bir yola girmişse, direksiyondakinin sen olduğunu hatırla!
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnız, güçlü hissettiğin kadar güçlüsün.
Seçimi yapacak olan sensin...