Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın
anıdır. Bu sözü seviyorum. Karmaşalar, hüzünler, acıların en yoğunlarını
yaşarken bir anda farklı bir bakış açısı belirir ve işte güneş doğmaya
başlamıştır. Gününüz aydın olsun.
Son günlerde
gözlemlediğim olaylar, duyduğumda tüylerimi ürperten cinstendi, yaşamayı asla istemeyeceğim
ve hatta korktuğum, ürktüğüm şeylerdi. Şimdi ise tam göbeğindeyim..
Gücünü birinin
varlığından alan, vaziyetten çıkar sağlayan, kendini safi olarak bir türlü
değerli bulamayan, değeri maddiyatta arayan, bununla mutlu olacağını sanan,
sinir bozucu, zavallılar ordusundan bahsediyorum. Onları gözlemlemek bana ilham
veriyor..
Gecenin en zifiri
karanlığını yaşadığımı düşündüğüm bu sürecin en hoşuma giden yanı bu
zavallıların gün yüzüne çıkmış olmaları, yoksa ayırt etmek, hepsini bir arada
görmek her zaman bu kadar olası değil. Onlar hep varlar ama gizleniyorlar çünkü
koraklar. Hep etrafımızdalar ama görünmüyorar çünkü hepsinin bin bir çeşit maskeleri
var duruma zamana göre uygun olan takıp dolanıyorlar etrafta.
Onlar zavallılar çünkü hiç gerçek yüzlerini görmemişler,
tanımıyorlar kendilerini, hiç yalın gerçeği yaşamamışlar, gerçeklerden korkuyorlar, işte bu yüzden zavallılar.. Ömürlerini bu maskelerin ardına
gizlenerek hep mutsuz geçirecekler, saldırganlıkları da bu yüzden.
Onlar kendilerini var hissedebilmek için bakış
açılarını genişletmek yerine üstün gördükleri insanları aşağılamayı seçerler.
Birini ezmeye çalışıyorlarsa ona ulaşamadıklarındandır.
Şimdilerde leşe üşüşmüş böcekler gibi mide bulandırıcı ölçüde fazlalar.
Bu böcekleri görmek hiç hoşuma gitmese de belgesel olarak izlemek müthiş
eğlendiriyor beni. Hayal dünyalarını süsleyen önemli insan portresini vermeye
çalışırken ortaya çıkardıkları komedi ise izlemeye değer doğrusu. Usta
düşünürlerin bile sözlerini kendilerinin ürettiklerini düşünecek kadar
beyinlerini kullanamayan bu zavallılar, bu sözlerle nutuk çekmekte sakınca
görmüyorlar ve hatta sözün ne kadar güzel olduğuna inandırmaya çalışıyorlar
etrafındakileri.
Yarın ne olacak diye dört gözle bekliyorum, hani
gecenin en karanlığındaym ya, bunların da sonu yakın muhakkak bir daha ne zaman
böyle bol malzemeyi bulabilirim, bilinmez, kaçırmadan izlemeli.
Yaşamak şöyle dursun duyduğumda korktuğum şeylerin
tam göbeğindeyken bu kadar eğlenebileceğimi hiç düşünmemiştim. Etraflarındaki, kendileri
gibi olmayan insanları, ezmek, üzmek, korkutmak adına yaptıkları her şey canımı
sıkmak şöyle dursun beni güldürüyor. Ben de doya doya gülüyorum, gülerken
fark ettim ki bu canlı türünün en hoşlanmadığı şey gülmekmiş meğer. Onlar
mutluluğu çevresini ezerek, üzerek, aşağılayarak, korkutarak yakalamaya
çalışırken çevresindeki bu insanların, ellerinden alınanlara rağmen (onların gasp ettikleri) mutlu
olmalarına şaşıyorlar.. Korkutmaya çalıştıkları insanlar güldükçe onlar korkuyorlar,
yani bu olay ters orantılı.
Velhasıl kelam böcek sürüsünden kurtulmanın tek
yolu gülmek, yalnız dalga geçercesine değil, çünkü bu onların saldırganlığını
haklılaştırır kendi gözlerinde. Bu tür az beyinliler (beyinlerini az
kullananlar) beyinlerini yalnız kendilerini haklı çıkarmak uğruna yalan üretmek
için kullanıyorlar. Yani mantık onlara işlemez, mantığınızla onları ikna
edeceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Böyle bir şeye girişmenizi hiiiç
tavsiye etmem çünkü kendinizden şüpheye düşmenize neden olabilirler ve
maazallah soluğu tımarhanede alırsınız. Benden söylemesi...?J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder