23 Nisan 2014 Çarşamba

Böcek Sürüsü İçin Tavsiye :)

   Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır. Bu sözü seviyorum. Karmaşalar, hüzünler, acıların en yoğunlarını yaşarken bir anda farklı bir bakış açısı belirir ve işte güneş doğmaya başlamıştır. Gününüz aydın olsun.
   Son günlerde gözlemlediğim olaylar, duyduğumda tüylerimi ürperten cinstendi, yaşamayı asla istemeyeceğim ve hatta korktuğum, ürktüğüm şeylerdi. Şimdi ise tam göbeğindeyim..
    Gücünü birinin varlığından alan, vaziyetten çıkar sağlayan, kendini safi olarak bir türlü değerli bulamayan, değeri maddiyatta arayan, bununla mutlu olacağını sanan, sinir bozucu, zavallılar ordusundan bahsediyorum. Onları gözlemlemek bana ilham veriyor..
       Gecenin en zifiri karanlığını yaşadığımı düşündüğüm bu sürecin en hoşuma giden yanı bu zavallıların gün yüzüne çıkmış olmaları, yoksa ayırt etmek, hepsini bir arada görmek her zaman bu kadar olası değil. Onlar hep varlar ama gizleniyorlar çünkü koraklar. Hep etrafımızdalar ama görünmüyorar çünkü hepsinin bin bir çeşit maskeleri var duruma zamana göre uygun olan takıp dolanıyorlar etrafta.
Onlar zavallılar çünkü hiç gerçek yüzlerini görmemişler, tanımıyorlar kendilerini, hiç yalın gerçeği yaşamamışlar, gerçeklerden korkuyorlar, işte bu yüzden zavallılar.. Ömürlerini bu maskelerin ardına gizlenerek hep mutsuz geçirecekler, saldırganlıkları da bu yüzden.
Onlar kendilerini var hissedebilmek için bakış açılarını genişletmek yerine üstün gördükleri insanları aşağılamayı seçerler. Birini ezmeye çalışıyorlarsa ona ulaşamadıklarındandır.
Şimdilerde leşe üşüşmüş böcekler gibi mide bulandırıcı ölçüde fazlalar. Bu böcekleri görmek hiç hoşuma gitmese de belgesel olarak izlemek müthiş eğlendiriyor beni. Hayal dünyalarını süsleyen önemli insan portresini vermeye çalışırken ortaya çıkardıkları komedi ise izlemeye değer doğrusu. Usta düşünürlerin bile sözlerini kendilerinin ürettiklerini düşünecek kadar beyinlerini kullanamayan bu zavallılar, bu sözlerle nutuk çekmekte sakınca görmüyorlar ve hatta sözün ne kadar güzel olduğuna inandırmaya çalışıyorlar etrafındakileri.
Yarın ne olacak diye dört gözle bekliyorum, hani gecenin en karanlığındaym ya, bunların da sonu yakın muhakkak bir daha ne zaman böyle bol malzemeyi bulabilirim, bilinmez, kaçırmadan izlemeli.
Yaşamak şöyle dursun duyduğumda korktuğum şeylerin tam göbeğindeyken bu kadar eğlenebileceğimi hiç düşünmemiştim. Etraflarındaki, kendileri gibi olmayan insanları, ezmek, üzmek, korkutmak adına yaptıkları her şey canımı sıkmak şöyle dursun beni güldürüyor. Ben de doya doya gülüyorum, gülerken fark ettim ki bu canlı türünün en hoşlanmadığı şey gülmekmiş meğer. Onlar mutluluğu çevresini ezerek, üzerek, aşağılayarak, korkutarak yakalamaya çalışırken çevresindeki bu insanların, ellerinden alınanlara rağmen (onların gasp ettikleri) mutlu olmalarına şaşıyorlar.. Korkutmaya çalıştıkları insanlar güldükçe onlar korkuyorlar, yani bu olay ters orantılı.
Velhasıl kelam böcek sürüsünden kurtulmanın tek yolu gülmek, yalnız dalga geçercesine değil, çünkü bu onların saldırganlığını haklılaştırır kendi gözlerinde. Bu tür az beyinliler (beyinlerini az kullananlar) beyinlerini yalnız kendilerini haklı çıkarmak uğruna yalan üretmek için kullanıyorlar. Yani mantık onlara işlemez, mantığınızla onları ikna edeceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Böyle bir şeye girişmenizi hiiiç tavsiye etmem çünkü kendinizden şüpheye düşmenize neden olabilirler ve maazallah soluğu tımarhanede alırsınız. Benden söylemesi...?J




Hiç yorum yok: