3 Mayıs 2012 Perşembe

Kızımın gözlerindeki, bana olan inancın ışıltısı, en büyük ödülümdür.



İletişim içinde olduğumuz kişiyi kandırmak karşımızdakine de kendimize de saygısızlıktır.  Kandırmaca sadece yalan söylemekle olmuyor, duygu ve düşüncelerimizi, ilişkimizin zedeleneceğini, yanlış anlaşılacağımız gibi nedenlerle söylememekte, bir kandırma yöntemidir bana göre. Karşımızdaki kişiyle sağlıklı, uzun süreli, sağlam ilişki kurmanın ön koşulu, düşüncelerimizi uygun ifadelerle karşımızdakine iletmektir. Eğer düşüncelerimizden ötürü iletişimimiz sürmeyecekse karşımızdakiyle paylaşacağımız pek fazla şey yok demektir. Karşımızdakine düşüncelerimizi olduğu gibi söylemezsek o ilişkinin bütün yükünü omuzlamış oluruz, bu da sağlıksız bir iletişim biçimidir.
            Paylaşılan, sağlıklı iletişimlerde; dostluklar da aile içindeki ilişkilerde uzun süreli olur.  Çevremizde, bağı kopan ya da yüzeysel olarak sürdürülen aile ilişkilerine rastlamışsınızdır. Acımasızca olabilir belki ama ben çok büyük bir çoğunluğun böyle olduğu kanısındayım. Bunda kandırarak kurulan, daha doğru söylemle, kurulduğu sanılan iletişimin rolü büyüktür. Eğer anne-baba çocuğu kandırıyorsa veya da onu iyi tanıdığı için üzerinde etkili olacağını düşündüğü konularla onu iknaya uğraşıyorsa gün gelecek çocukta aynı yöntemi ailesine karşı kullanacaktır. Çocuk gelişimi üzerine yazılan kitaplarda vurgulandığı gibi, çocuklar anne-babaların aynasıdır. Ben çok kereler çocuğumda kendimi gözlemlemişimdir.
            Mutluluğu içimizde aramaktan yanayım ben de, dışsal etkenler sadece ivme katar mutluluğumuza. İçimizde huzurlu değilsek, taşıma suyla dönmeyen değirmen misali olur mutluluğumuz. İşte ben bu samimi iletişimlerde buluyorum mutluluğu, dürüstçe bakabildiğim gözlerden alıyorum yaşama sevincimi. Kızımın gözlerindeki, bana olan inancın ışıltısı, en büyük ödülümdür. 

admin

Hiç yorum yok: