Yasak her
zaman için ilgi uyandırır. Bu insanın doğasında vardır. Genel araştırmalar
gösteriyor ki, yasaklanan şey, gizlice yapmak pahasına da olsa, çok fazla rağbet
görüyor. Bu bilindiği halde kullanılan
yöntemlerin başında gelmesinin sebebinin kolaya kaçmak olduğunu düşünüyorum.
İnsanların var
olan olumsuzluklar karşısında üzülmeyi sürdürmelerinin kolaya kaçmak olduğunu
ilk duyduğumda “hadi canım!” demiştim. Çok abes gelmişti ama devamındaki
açıklamalar düşüncelerimin değişmesine neden oldu. İnsanlar olaylar karşısında
farklı tepkiler sergilerler bunlardan birisi de üzülmektir. Olumsuzluklar
karşısında üzülmek doğal bir duygudur ancak bu üzüntüyü gereğinden fazla
sürdürmek ise kolaya kaçmaktır. Çünkü üzülmek, çözüme endeksli değildir. Çözüm çaba gerektirirken müzminleşmiş bir
üzüntü çabaya ihtiyaç duymaz. Bu nedenledir ki üzülmeyi gereğinden fazla
sürdürmek kolaya kaçmaktır.
Bundan yola
çıkarak yasağı da kolaya kaçmak sınıflandırmasına koyuyorum. Yasak bir çözüm
üretme metodu değildir. Korkutmak, tehdit etmek, bastırmakta öyle, bir süre
için sonuç veriyor gibi görünse de bunun doğru olmadığı kısa sürede ortaya
çıkar ve büyük hayal kırıklığı yaşarız. Otoritemizin sarsıldığı duygusu hakim olur, devamında öfke, tartışma, güç gösterisi, daha büyük yasaklar derken ortaya çok
fazla hırpalanmış belki de bitmiş bir ilişki çıkar. Çoğunlukla bittiği halde
varmış gibi yaşanılan yapay ilişkiler türer.
Bütün
iletişimlerde yasaklar, korkutmalar ve tehdit yerine, örnek davranışlar, doğru
yönlendirmeler konulmalı. Doğru davranışlar sergilenerek örnek olunmalı ve
doğru şeylere yönlendirilmeli çocuklarımız. Burada bir önemli nokta daha
çıkıyor, bu yönlendirmeler sadece aile tarafından değil, yerel ve genel
yönetimler, topluluklara hitap eder kurum ve kuruluşlar tarafından da
yapılmalı. Yasak, korkutma, tehdit etme
ve baskı her zaman kargaşaya sebep olur. “Ben yasak koydum, sıkıyorsa uymasın,
sözümden çıkamaz” tarzı söylemler başını kuma gömmektir yalnızca. Verilen tepki
ya gizlice yapmaktır ya da sinmek. Gizlice yapmak doğru bir tutum değildir, bunun yanında sindirilmiş bir karakterden de sağlıklı şeyler ve gelecek beklemek
yanlış olur.
“Benim
dediğimi yap gittiğim yoldan gitme” sözü etkisiz elemandır. Yapıcılığı yoktur.
O nedenle zor olanı başarmalı, davranışlarımızla örnek olmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder