10 Ekim 2012 Çarşamba

Kendi Mutluluğumuzu Hava Boşluğuna Bırakıyoruz & Özgür Bacaksız

Sefalet içinde olmasına rağmen tanıdığım insanlar vardı, mutluydular. Çünkü tutkulu insanlar mutsuzdu, hayat birazda beklentisiz yaşamak kanımca. Akışıyla yaşamak, var olanla yaşamak, bilerek yaşamak mutluluğun en güzel çizgisi. Epikür yüzyıllar önce bastıra bastıra demiş, "Azla mutlu olmayan insan hiçbir şeyle mutlu olamaz." Çünkü arayış bir mutluluk kaybıdır. Saplantısız bir devirde bizler bir ş
eyleri ararken kendi mutluluğumuzu hava boşluğuna bırakıyoruz.

Hayatı zevkli kılan şeyler, kolay bulunan şeyler bence, pahalı olmayan, ilk gözüne çarpan ve içinde tatlı bir tebessüm bırakan o duygu, o anlar.

Sakin kafayla düşünmeden, bin bir cehennemin ortasına dalıyoruz. Pahalı şeyler satın alarak kaynağını bilmediğimiz sorunlarımıza geçici bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Salgın hastalık gibi yayılıyor bu hastalık.

Bedenin acısı çok azdır bilir misiniz? Yani beden siz ona acı vermeden acımaz. Acıyı uzak tutarsanız acı size uğramaz. Doğanın istediği de bu, sen lüks aramaya çalışırsın, ama zaten doğa sana lüks olanı sunar.

Keyif almak istiyorsan bir şeyleri görmelisin, vermelisin, sonra almalısın. Kendine ne olduğunu sorduğunda anladığında, bütün evrende ne olduğunu anlamış olursun. Konforlu hayat aramayı bırakın, hiç bulamayacaksınız. Şifayı, mutluluğu sizi yaralayan, görmek isteyipte göremediğiniz, cesaret edemediğiniz o değerlerde bulabilirsiniz.


Hiç yorum yok: