Bazen kendimizin en amansız düşmanıydık, kendi ruhumuza inat giden bir kovboy misali.. Huzursuzduk, bazı şeylerden hoşlanmazdık... Dans edenleri sevmezdik, kendin yapamıyorsan eğer başka insanların dans etmesini seyretmek sevimsizdi, sıkıcıydı. Toplumun verdiği seyirci rolü bizleri çok bunaltmıştı. Belki de bu bizim kendi zarafetimizdi (....) aldırmazlık...
Bizim çağımızda gençken mutsuz olmak verimliydi, ders alırdık.
Yeni yeni keşfediyorduk Werther'in acılarını. Doğru acılar, doğru yargılar, doğru yerde gerekliydi bizim için. Deneyimleri, yanlış yargılamalar sayesinde elde ederdik. Bizim için her yanlışın, her mutsuzluğun bir doğru dokusu vardı.
Kendinden biraz verirsen kazanacağın çok şeyin vardı. Bizim için yarım bir hayat, hiç olmayan hayattan iyiydi.
ö,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder