17 Mayıs 2012 Perşembe

Bir şizofren aklın karanlığında aklı yeğ tuttuğum o gece çok garipti.


''Yıllar sonra sert olmayı seçmiştim, merhametli olduğum kadar merhametsiz olmayı. İyi olduğum kadar kötü olmayı. Ama insanlara karşı değildi, sadece duygularıma ve hayatıma karşı, kararlarım için, ruhumun bütünlüğü için. Bazen sertlik'te bulursunuz kendinizi, aklınız karar aldığında yumuşak bir travmayla almaz, ne kadar sert vurursanız çekiçle o kadar sağlamlaştırırsınız belleğinizi. Masumane duygularıma kafa tutan bu aklın gladyatörlüğü içimdeki tüm düğümleri çözüyordu. Korkuyordum, korktukça önemli bir karar verme arifesinde olduğumu biliyordum, ruhu arındıran şeyin korku olduğunu yine aynı zamanda ruha pisliğe bulaştıran tüm güçsüzlüklerin korkuyla tüm bedenime, düşüncelerime yansıdığını görüyordum. Bir şizofren aklın karanlığında aklı yeğ tuttuğum o gece çok garipti.

Ve hiçbir şeyin insanın en yüksek amacı olan ruhun kurtuluşundan daha değerli olmadığını anlamıştım.''


Özgür Bacaksız

Hiç yorum yok: