1 Mayıs 2012 Salı

Güven


            İletişimin önemli koşullarından biri de güvendir.  Nasıl ki bir çiçek verimli toprak, güneş ve suyun yanında sevgiye ihtiyaç duyuyorsa insanlar da diğer temel ihtiyaçların yanında güvene ihtiyaç duyarlar. Güven duygusu bireyin, duygusal gelişimi üzerinde olumlu ve vazgeçilmez etkilere sahiptir. Güven ortamında yetişen bir çocuk/genç geleceğe güvenle bakar. Kendine güvenen ergen güvenli geleceğimizdir.  “Anne olmak sadece sizin dünyanızı değiştirmez. Nasıl bir anne olduğunuz "DÜNYA"yı değiştirir.” Sözünü doğrular niteliktedir. Çocuklarımız bizim şekil verebileceğimiz hamur parçaları değildir onlar tek başına bir bireydirler. Yalnızca bizim yardımımıza ihtiyaçları vardır. Onlar zaten bir birey ve yaşamın içinde şekillenecek karakterleri, bizlerse onlara var olan kişiliklerinin şekillenmesinde yardımcı olacağız. Bunun ön koşulu da güven vermekten geçiyor. Bizlere güvenen çocuk bizlerle olumlu ilişkiler içine girer her ne kadar gençlik süreci biraz sancılı olsa da yine de güvene dayalı bir ilişki varsa çevreden öğrendiği şeylerden çok bizim düşüncelerimize değer verir. Bunu açıkça söylemez ve uslu bir çocuk gibi bizi dinlemez ama davranışlarında gözlemleriz bunu.
            Çevremize şöyle bir baktığımızda farklı karakterlere sahip bir sürü insan modeli görürüz. Bu insanların çoğu yönü bize uymasa da çeşitli nedenlerle iletişim kurmaya devam ederiz. Onları bizim gibi olmaya zorlamaz, yönetmeye çalışmaz ve saygı çerçevesinde iletişimimizi sürdürürüz. Benzer şeyleri çocuklarımız için de yapmalı onlara güvenli bir ortam sunmalıyız. Çocuklarımızın fiziki ve  duygusal ortamları güvenli olur ve de bizlere güvenirlerse, otokontrol mekanizmaları ve karar verme yetenekleri o kadar gelişir. Gençler, çevrelerindeki kişilerin etkisinde kalmaya daha müsaittirler, karar verme yeteneği ve oto kontrolü olan çocuk yanlış kararlara karşı daha dirençli olur. Ebeveynine güven duyduğu ve onun kendisine güvenini zedelemek istemediği için olabildiğince doğru kararlar alır.

Hiç yorum yok: