Güzellik
kavramı ile ilk olarak beş yaşımda yüz yüze geldim....... Renkli kum
midyelerinden yapılmış Meryemana heykelcikleri, minik lambacıklarla
aydınlatılmış sancakları olan ve gene midye kabuklarından oluşturulmuş
gondollar, denizlerden toplanmış her türlü kabuklarla yapılmış mücevher
kutuları ve bunlara benzer onlarca güzel mi güzel, eşi görülmemiş nesne
soluğumu kesti. Kim bilir ne kadar süre taş kesilerek bu harika şeyleri
seyretmeye dalmıştım ki, arkamdan annemin kımıldamam gerektiğini söyleyen
sesini işittim. Bunun üzerine gönülsüzce ona elimi uzattım ve korka korka şöyle
dedim: “Anne, gördün mü, ne güzel şeyler!” Bu, sıkılgan çocuk dilinde şu anlama
geliyordu: Acaba bana bunlardan birini alacak kadar iyi yürekli misin? Bir
yandan seçimimi bu harika nesnelerin hangisinden yana kullanabilirim diye kafa
yorarken annem kolumu çekiştirdi ve “Haydi, gidiyoruz; bunların ne kadar iğrenç
olduğunu görmüyor musun?” dedi.
......................
Daha o
zamanlardan dünyanın anlaşılmaz ve birbiriyle çelişkili şeylerle dolu olduğu
kararına varmıştım ve sonunda bunun mantığını şöyle çözmüştüm: Midyelerden
yapılan heykelcikler, balıkyağıyla aynı tada sahiptir, yani iğrençtirler. ............
Bu kuram
beni rahatlattı, ta ki günün birinde dükkanın tezgahında gördüğüm ve heyecanla
anneme gösterdiğim giysi de aynı sıfatı hak edinceye dek! ...........
Şimdi,
çocukların büyüklerin hoşuna gitmeye çalıştıklarında ve ben de bu çocuklardan biri
olduğuma göre, numara yapmayı öğrendiğimi söylemeliyim. Bir gün Mondrian’ın tablolarından
biri karşısında numaradan, heyecanlanmış ses tonuyla, “Güzel,” dedim; sonra
kara lekeler, delikler, birbiri içine geçmiş ve floresan gibi parlayan renkler
karşısında da “güzel” demeyi öğrendim. Yıllarca sanat yapıtı, hatta ince bir
beğeni ürünü olduğundan kuşkulandığım her şeyler karşısında “güzel” deyip
durdum. .............
Çocukluğumda
bastırılmış beğeni duygumla, büyüyünce sanatçı olacağımı asla aklıma bile
getirmemiştim. ...............
Susanna Tamaro
Kanada,
1992
"Aklı Bir Karış Havada" kitabından alıntı
"Aklı Bir Karış Havada" kitabından alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder